Gutenberg logosu ve "Gutenberg geldi, hayatımızda neler değişti?" metni

WPFest 2019 Konuşmam

11 Nisan 2019‘da Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall’da düzenlenen WPFest 2019 etkinliğine konuşmacı olarak katıldım ve “Gutenberg geldi, hayatımızda neler değişti?” konulu bir konuşma gerçekleştirdim.

Güncelleme

Bu yazının ve yazının konusu olan konuşmamın odağındaki fikrin fikir babası Tevya Wasburn‘dür. Konu hakkında kendisinin kaleme aldığı blog yazısına buradan ulaşabilirsiniz.

Kendisinden özür dilediğim açıklama yazısına buradan ulaşabilirsiniz.


Sunum dosyasını bir servise yükleyip kuru kuru slaytlara bakmak yerine, sunumu bir blog yazısına çevirirsem daha faydalı olacağını düşündüm ve işte buradayız.

Emre Erkan, WordPress Türkiye ve Ada Dijital Ajans'ın iletişim bilgileri
İletişim bilgileri

20 yılı aşkın süredir yazılım geliştiriyorum, 15 yıldır profesyonel iş yaşantısının içindeyim. Çok dilli bir geliştiriciyim fakat WordPress sevgim, ister istemez hayatımı kazandığım işlerin de bu yönde olmasına sebebiyet veriyor. Şikayet etmiyorum, bu durumdan ziyadesiyle memnunum.

2003 yılında WordPress’in ilk sürümü çıktığında ben de kendi çapımda blog tutmaya çalışıyordum. Kendi içerik yönetim sistemimi geliştirmeyi kafama koymuştum fakat hayatımdaki başka önceliklerden dolayı bir türlü fırsat bulamadım. HTML sayfalarını düzenleyerek ilerledim. 2005 yılında WordPress Türkiye kurulduğunda, paralelinde ben de kendi sitemi WordPress’e geçirmiş ve kurcalamaya başlamıştım. Devam eden yıllarda ufak geliştirmeler ve ağırlıklı olarak popüler eklentilerin çevirileriyle uğraştım. 2008’de WordPress Türkiye ailesine katıldım ve Türkçe paketin oluşturulması ve dağıtılmasından sorumlu olarak çalışmalara başladım.

Sonraları biraz kurumsal havayı solumak adına Arçelik ve NTV’de çalıştım fakat pek benim havam olmadığını kısa zamanda anlayarak yine kendi ekmeğimin peşine düştüm. Ortaklarım ve arkadaşlarımla beraber Creasoup’ta geçirdiğim güzel bir 3,5 yılın ardından 2015’te ADA doğdu ve artık iş yaşantımdaki tüm bilgi, birikim ve enerjimi ADA üzerinde yoğunlaştırıyorum.

Gutenberg geldi, hayatımızda neler değişti?

Etkinliğin 400 kişilik kontenjanı vardı, salonun kaç kişi aldığını bilmiyorum ama sahneden salona doğru baktığımda daha fazla kişi varmış gibi geldi. Oldukça kalabalık bir seyirci kitlesi vardı. Uzun zamandır WordPress etkinliklerinde zayıf katılımdan şikayetçi birisi olarak bu kalabalığı görmek oldukça hoşuma gitti.

Televizyon/Sinema dünyasında Title Drop denen bir kavram vardır. Genel olarak filmin, dizinin ya da dizinin bölüm isminin, sahnede kullanılmasına denir. Ben de ikinci slaytta kendi konuşma başlığımı sahneye indirdim.

Katılımcılara 3 soru sordum. Cevaplar üç aşağı beş yukarı beklediğim gibiydi. Sorular şu şekilde;

Aranızda yeni düzenleyiciye alışamayıp, hemen klasik düzenleyiciyi kuranları görebilir miyim?

Salonun %90’ının eli havadaydı. Hafif gülüşmeler de oldu. Bu sorunun cevabını bu şekilde bekliyordum zaten. Bu kadar ani değişimler, çoğu zaman büyük dirençlerle karşılaşıyorlar. Umarım konuşmam biraz olsun bu direnci zayıflatmıştır

Yeni düzenleyiciye şans verenleri görebilir miyim?

Kalan %10’un büyük çoğunluğu bu soruda el kaldırdı. Kalbim sizinle!

WordPress ile WordPress 5 ve üzeri bir sürüm ile tanışmış, dolayısıyla eski düzenleyiciyi hiç bilmeyen var mı?

En şanslı grup. Eski alışkanlıklarını bir kenara bırakmak zorunda olmayan, zaten bir şeyler öğrenirken, yeni düzenleyiciyi öğrenen grup.

Gutenberg’i deneyin

https://tr.wordpress.org/gutenberg

Henüz Gutenberg ile tanışmadıysanız ya da çekindiğiniz için WordPress’i 5 ve üzeri bir sürüme yükselttikten sonra Klasik Düzenleyici eklentisini kurup, eski düzenleyici ile yolunuza devam ettiyseniz, Gutenberg’i kolayca deneyebileceğiniz bir adres ileteyim;

tr.wordpress.org/gutenberg

Burada yeni blok düzenleyicinin neler yapabileceğini görebilir, gönlünüzce kurcalayabilirsiniz.

Nerden çıktı bu bloklar?

Az önce de dikkat ettiyseniz yeni düzenleyiciden blok düzenleyici olarak bahsettim. Gutenberg tanım olarak “blok düzenleyici” olarak geçiyor. Peki nerden çıktı bu bloklar? Eski düzenleyicinin nesi vardı ki? Kullanıcı alışkanlıklarını bu kadar radikal bir şekilde değiştirmek tehlikeli değil mi?

Simon Sinek'in konuşmasından bir görüntü ve "ne, nasıl, neden" sarmalı.
Simon Sinek’in konuşmasından bir görüntü.

Bir çok insan yeni bir ürün ya da servisi anlatırken “ne?” ya da “nasıl?” sorularına odaklanıyor ve çoğu zaman “neden?” sorusu pas geçiliyor. Halbuki “neden?” sorusu insanlara çok daha iyi hitap ediyor. Çünkü arkasındaki sebebi anlamak istiyoruz. Simon Sinek’in bu konudaki ufuk açan TEDx konuşmasını izlemenizi öneririm.

Neden? Neden Gutenberg? Geçmişe doğru kapıyı bu kadar sert kapatmanın, bu radikal değişimin nedeni ne?

Bir çok kişi Gutenberg’in ortaya çıkmasını Medium ya da Squarespace ve Wix gibi sitelerin ivme kazanmasına bağladı. Medium belki ama Gutenberg, Squarespace ya da Wix ile aynı kulvarda bile değil ki.

Yıkıcı İnovasyon

Bu konuda bir çok değişik fikir olsa da bunların arasında en çok aklıma yatan fikir bu: Yıkıcı İnovasyon. Özellikle WordPress’in Türkçe paketinin çıkışından sorumlu kişi olarak ve Türkçe’ye oldukça özen gösteren birisi olarak burada “inovasyon” kelimesini kullanmak beni biraz rahatsız etse de, terimi araştırdığınızda karşınıza ilgili sonuçların çıkabilmesi için, ben de sık kullanılan halini kullandım. Orijinali Disruptive Innovation olan bu model, temel olarak alanında çok öne çıkmış firmaların, bulundukları konumda rahata fazla alışmaları, mevcut müşterilerini mutlu etmek için ürün ve servislerinde küçük değişiklikler ve iyileştirmeler yaparak yollarına devam etmeleri ve bu sırada sektörde oluşan gelişmeleri zamanında yakalayamamaları üzerine kurulu.

Bunu daha iyi anlatmak için bir örnek üzerinden ilerlemek istiyorum. Bu noktada salona, aşağıdaki iki logoyu sırasıyla gösterdim;

Blockbuster ve Netflix logoları

Katılımcılara ilk logoyu tanıyıp tanımadıklarını sordum. Çok az el kalktı. İkinci logoyu sorduğumda ise salondaki hemen hemen herkesin eli havadaydı.

İlk logo bir Amerikan firmasına ait: Blockbuster. 1985 yılında kurulan ve 1990’lara damgasını vuran bir firma. Film kiralama işi yapıyorlardı. Bir dönem Türkiyede de mahallelerde film kiralayan ufak dükkanlar oldukça popülerdi. 2004’de zirve yaptıklarında global pazarda 9binin üzerinde mağaza ve 60bine yakın çalışanları vardı.

1997’de kurulan Netflix ise posta yoluyla DVD kiralıyordu. 2000 yılına geldiğimizde kendine hatırı sayılır bir yer edinmişti fakat zarar ediyordu. Çünkü DVD’lerin gönderimi için en ucuz yöntem olan Amerikan Posta Servisini kullanıyorlardı ama bu bile oldukça pahalı bir yöntemdi. O dönemde Blockbuster’a kendilerini 50 milyon dolara satın almalarını bile önerdiler. 2000’li yılların ortalarında yavaş yavaş DVD kiralama/satma işini bir kenera bırakıp, filmleri internet üzerinden yayınlamaya başladılar ve her şey değişti.

Internet hızlarının artması, daha erişilebilir bir hale gelmesi, internet erişimi olan cihazların ve akıllı cihazların sayılarının artması ile Netflix bugün artık en başarılı dot-com girişimlerinden birisi olarak parmakla gösteriliyor.

Peki bu sırada Blockbuster’a ne oldu? 2010 yılında borçlarının yapılandırılması için girişimde bulunuldu, 2011’de 1.700 mağazası Dish Network tarafından satın alındı ve 2013 Kasım ayında firmaya ait son 300 mağaza da kapatıldı.

İnsanların alışkanlıkları değişti, teknoloji gelişti, imkanlar farklılaştı ama Blockbuster aynı kaldı ve bunun neticesinde de yok oldu.

Kodak, BlackBerry ve Uber logoları

Blockbuster ve Netflix bu konuda tek örnek değil, daha bir çok örnek sayılabilir. Dijitalleşen fotoğraf dünyasına ayak uyduramayan Kodak, iPhone ile oyunun tüm kurallarını yeniden yazan Apple’ın karşısında duramayan Blackberry. Yolcu taşımacılığını farklı bir boyuta taşıyan, ülkemizde sarı öfkeyi üzerine çeken Uber

Ultrason çıktığında X-ışını ile röntgen çeken cihazları üreten firmalardan hiç biri yüzüne bakmadı. Sonra ne oldu biliyor musunuz? Ultrason cihazı üreten firmalar, X-ışını cihazları üreten firmaları satın aldılar.

Bu kadar büyük bir pazar payına ve kullanıcı tabanına sahipken, WordPress’in kendini rahatsız edecek şekilde yenilememesi, onun da sonunun gelmesini kaçınılmaz hale getireceğini düşünüyorum. Teknoloji değişti, gelişti, fakat 15 yıldır, WordPress’in içinde aynı düzenleyici yer alıyordu. Artık konfor alanının dışına çıkmak gerekiyordu. Artık bu hantal yapıyı yıkmak ve yıkıntıların arasından güncel, yenilikçi, çağa ayak uyduran yeni bir yapı ortaya çıkarmak gerekiyordu. Ki, benim görüşümü sorarsanız, bunun için geç bile kalındı.

Öne çıkan sayfa oluşturucu eklentilerin listesi. Sırasıyla;
Beaver Builder
The Divi Builder
WPBakery Page Builder
(eski adı ile Visual Composer)
Themify Builder
Elementor
Thrive Architect
SiteOrigin Page Builder

Gutenberg çıkmadan önce de WordPress tarafında bu ihtiyaç söz konusuydu. Tema geliştiricileri, hazırladıkları şık temaların, aynı güzellikte kullanılabilmesini istiyorlardı. Fakat bir engel söz konusuydu. Temalar hazırlanırken uygulanan yöntemler, teknolojiler WordPress tarafından desteklenmiyor ya da desteklenmesi için çok uğraş gerektiriyordu. Çoğu zaman teknik bilgiye sahip olmadan bazı değişiklikleri yapmak mümkün olmayabiliyordu.

Bu ihtiyacın çevresinde yavaş yavaş bir pazar oluştu. Yukarda en çok bilinen, halen geliştirilmeye devam edilen sayfa oluşturucu eklentilerin bir listesini görüyorsunuz. Bunların bir çoğu tema geliştiricileri tarafından, ihtiyaçlarını gidermek amacıyla başlanan fakat sonra başlı başına bir projeye dönüşen eklentiler. Bu eklentiler kullanılmaya devam edecekler, çünkü çok özel ihtiyaçlara cevap veriyorlar. Fakat artık, Gutenberg ile WordPress kendi başına da bu ihtiyaçların büyük bir çoğunluğuna cevap verebilir hale geldi.

Gutenberg’e geçmek çok zor mu? Çok şey kaçırıyor muyum?

WordPress 5 ve üzeri bir sürüm kullanıyorsanız zaten Gutenberg’e sahipsiniz demektir. Belki kullanıyor bile olabilirsiniz.

Herhangi bir sebepten klasik düzenleyiciyi kurduysanız açılışta direkt olarak blok düzenleyici ile karşılanmıyor olabilirsiniz. Bunu değiştirmek için yönetim panelinizde Ayarlar > Yazma bölümüne geçip, düzenleyici seçimini değiştirebilirsiniz.

WordPress 5 öncesi bir sürüm kullanıyorsanız, Gutenberg’i bir eklenti olarak sitenize yükleyebilir ve etkinleştirebilirsiniz.

Önümüzdeki dönemde WordPress Eko sisteminin Gutenberg’i sarmalayacak bir şekilde gelişeceğini ön görüyorum. Dolayısıyla bir an önce alışmakta fayda var.

Tema dünyası Gutenberg'e ayak uydurabildi mi?

Önde gelen tema geliştiricileri Gutenberg uyumlu temalarını yayına çıkardılar. Ayrıca tamamen Gutenberg ile çalışmak üzere hazırlanmış özel temalar da gözükmeye başladı. Zamanla Gutenberg uyumlu temaların sayısı artacaktır.

Aralık 2018’in sonlarında ya da Ocak ayında bu soruyu konuşuyor olsaydık çok daha farklı bir cevap verebilirdim. Fakat 4 aya yakın bir süre geçti ve artık geliştiriciler de değişime ayak uydurabilecek kadar bilgi sahibi oldular.

Peki eklentiler?

Gutenberg ile beraber sadece metin düzenleyici değişmedi, aynı zamanda yeni yazı ya da sayfa oluşturma ekranları da büyük bir değişim geçirdi. Bu ekranlarda yer alan meta kutuları ile başka bir çok etkileşim gerçekleştirilebiliyordu. Bir çok eklenti bu özellik ile yazı girişi ekranını zenginleştiriyor, yeni özellikler katıyor.

Önde gelen eklentiler, biraz homurdansalar da (nispeten kısa bir geliştirme dönemi söz konusuydu) eklentilerini kısa sürede Gutenberg uyumlu hale getirdiler. Yoast SEO, Advanced Custom Fields vb eklentiler, özel meta kutuları ve özel bloklar tanımlayarak Gutenberg ile uyumlu çalışır hale geldiler.

Klasik düzenleyici ile daha ne kadar devam edebilirim?

Klasik düzenleyici 31 Aralık 2021 tarihine kadar desteklenmeye devam edecek. Klasik düzenleyiciye özel olarak geliştirme yapılmayacak olsa da, özellikle gerekli durumlarda güvenlik güncellemeleri ve hata gidermeye yönelik geliştirmeler devam edecek

Siz yine de 2021’ye daha çok var diye düşünmeyin. Ufak ufak kendinizi blok düzenleyiciye alıştırın. Hatta fırsat bu fırsat, yeni blok düzenleyici ile neler yapabileceğinizi araştırın. Belki sizin de yıkıcı bir yenilik yapma zamanınız gelmiştir?

Gutenberg İpuçları

Kısayollar
Hızlı blok ekleme
Markdown desteği
Kolay görsel yükleme

Bitirirken

Öncelikle etkinliği düzenleyen Natro‘ya teşekkür ederim. Mekan seçimi, etkinliğe gösterilen özen, süresi, konuşmacıların seçimi, ikramlar, kısacası her şey harikaydı. Etkinliğin ikinci yarısı ayrılmak durumunda kaldığım için tüm konuşmaları dinleyemedim. Fakat genel olarak enerji çok yüksekti. Konuşmalara ara verildiğinde soru yağmuruna tutuldum, ikram alanına geçemedim bile. Yanlış anlamayın şikayetçi değilim. Soru sormak için bir çok yüz görmekten, sorularınızı cevaplamaktan çok keyif aldım.

Bu etkinlik WordCamp için umutlarımı yeşertti. Etkinlik alanında da bu konuda istekli kişilerle tanıştım. Kısa zamanda sonu WordCamp’e uzanacak bir düzen oluşturabileceğimizi düşünüyorum.

İzleyen, dinleyen herkese teşekkürler!

“WPFest 2019 Konuşmam” üzerine 3 yorum

  1. Selamlar Emre,

    Dönem dönem ben de WordPress temaları geliştiriyorum. Zaman içerisinde WordPress siteleri blog amaçlı sistemlerden çok amaçlı yapılara doğru evrildi. Bugün artık bir WordPress’i temasıyla otel sitesi, dijital ajans sitesi, directory sitesi, kişisel portfolio sitesi ya da aklıma şu anda gelmeyen daha kompleks web uygulamaları geliştirmek mümkün.

    Bunu, WordPress’in çekirdeği üzerinde çalışan ACF, MetaBox gibi metadata builderları ile drag-drop ya da ekle-çıkar blok prensibinde çalışan page builder pluginleri mümkün kıldı. WordPress’in bu trende, uzun süre direnmesi de ayrı bir tartışma konusu. Neyse ki, Gutenberg ile içerik üretimi bir nebze de olsa gelişim gösterdi.

    Kendim henüz Gutenberg blokları geliştirme tecrübesi yaşamadım, ama WP 5 sürümü ile aktif olarak WordPress core ile gelen ve bağımsız geliştiricilerin ürettikleri blok add-on’ larını kullanma şansım oldu. Yeni duruma alışmak bir süre dirençle karşılacak olsa da, içerik üretim deneyiminin level atladığını söyleyebiliriz. Wp ile yapılabileceklerin sınırlarının zaman içerisinde daha da genişleyeceğine inanıyorum.

    1. Değişim çoğu zaman sancılı oluyor, hele ki bu ölçekte bir değişim sancıdan çok ağrılara sebep oluyor. Bunlar ön yargılar ve/veya hurafeler ile birleşince kimi zaman değişimin önüne geçtiği bile olabiliyor. Bize düşen doğru bilgiyi, mümkün olduğunca geniş kitlelere yayarak değişimin yolunu açmak.

      Yazdıklarına katılıyorum. Gutenberg’in nasıl kullanılacağı biraz daha iyi anlaşıldığında ve pürüzler biraz daha giderildiğinde zaten güçlü olan bir platform çok daha güçlü bir hale gelecek.

Yorumlar kapalı.